13 Aralık 2011 Salı
Olmasaydı sonumuz böyle vol1
=part.1=
-eren-
öğlen güneşinin yüzüne vurmasından dolayı terlemiş yatağında debeleniyor,
bir yandan da ''gnaaah.. flüüürzz..'' sesleri içinde piç olan uykusunu tamamlamaya çalışıyordu..
bir saate, bir de yanındaki sesin kaynağına baktı.
sesin kaynağı güneşin henüz üzerine vurmadığı ev arkadaşı erol du..
saat ise 12:42'ydi..
sol eli ile erol un ağzına bi tane vurmak istese de çabuk vaz geçti çünkü erol a olan 15 tl borcunu daha ödememişti ..
belli bir süre beyninin zonklamasını dinledi. burnuna birden gelen kesif çorap kokusu ile midesi ağzına geldi.
akşam yağan yaz yağmuruna yakalanan erol çorabını yıkamadan, kurusun diye tek çubuğu çalışan ihlas quartz sobanın üzerine atmıştı.
ayak baş parmağı delik olan çorapın sökük dikişleri de ısıdan yanmıştı.
eren bu duruma içten içe 'iyi oldu amına koyim' dedi.
işemek için kalktığında ise henüz ikinci adımını atmıştı ki 'kıff' diye bişeye bastı. 'hayır o olmasın' diye içinden geçirse de, evet bastığı şey kullanılmış peçeteydi.
eren peçetenin içindeki dolguyu düşünmek istemedi ve tuvalete doğru seyirdi.
holde, boş bira şişeleri, yerde sararmış pijamasıyla salyayı yana akıta akıta apo yatıyordu. apo nun ve bira şişelerinin üzerinden teğet geçip tuvalete girdi.
lavaboya işerken küçük tuvalet sineklerinden biri başına tebelleş oldu. bir eliyle sineği bertaraf etmeye uğraşırken diğer eliyle sikini tutamadı, serbest kalan sik yere bırakılıp vanası açılmış bir bahçe sulama hortumu gibi çırpınıp, gelmeye devam eden çişin bir kısmını pijamaya yedirmişti.
bu durum karşısında eren, sineğe 'ananın amı' diyerek öfkeyle saldırmaya başladı. bu arbede de yerde dik duran 2,5 lt'lik kola şişesine çarpıp yere devirdi.
içinde kalan su gözünün önünde yere akıyordu. tek ayağıyla şişeyi kaldırmaya çalıştıkça şişe devrildi ve dipte kalan son su da yere döküldü.
sineği bertaraf eden eren'e, işedikten sonra lavabo koku yapmasın diye musluğu açınca 'hırrrrrzzz' diye gelen ses, suların kesildiğini müjdeledi.
'amına kodumun aposu gece bu kafayla bile israf olmasın diye vanayı kapatmış' diye düşündü. şişeyi kaldırıp dipte çok az kalan suyun birazını eline, birazını lavaboya döküp tuvaletten çıkıp salona geçti.
yaşar evde yoktu. yaşarın kirli pantolonu yatağın üstündeydi. eren, pantolonun ceplerini bir umutla kurcalasa da, eline yün topağı ve dün geceki muhabbetten kalma bir adet leblebiden fazlası gelmedi. 'senin de ananı sikiym' diyerek salonun duvarına koli bandıyla yapıştırılmış, eski yıllara ait galatasaray ın şampiyonluk posterine bakarak
'siktir git amına koyim' diye söylendi içinden. eren koyu fenerbahçeliydi.
kimse kalkmadan birşeyler atıştırayım diye düşünüp mutfağa yöneldi.
mutfakta boş bir piknip tüp, 5 gün öncesine ait menemen yenmiş bir tava, küflenmiş bir mandalina, içinde 3 haftalık çöp birikmiş bim poşeti, soğan kabuğu ve bir demet maksatsız maydonoz vardı. ekmek poşetinin içindeyse fırından aldıkları bayat simitin 4'de 1'lik bir kısmı vardı ve tek tarafı ısırıklıydı. elinde simitle buzdolabını açtı..
buzdolabında; kaderine terkedilmiş 1 domates, kapak bölmelerinde; neden orada olmak zorunda olduğunu bilmediği 2 tane mum, 1 tek asprin, geçmiş yıllardan kalma bir tentürdiyot şişesi ve erolun alkollü kafayla aldığı bir top kara lahana vardı.
elinde tek tarafı ısırılmış 5 cm³ boyunda simit parçasıyla kara lahanaya bakıyordu. 'erol senin de ananı sikeyim' diye içinden geçirip simiti fırlattı..
cebinde 2 yumurta, 1 ekmek alacak parası vardı..
yünlü mavi pijamasıyla evden çıktı..
(devam edecek)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yazsana amk
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil